Translate

21 Ocak 2013 Pazartesi

ALYOŞA...

ALYOŞA VE CARL BERGER'iN ÖLÜMSÜZ AŞKI...

Aliye Berger, İstanbul’un soylu ailelerinden Şakir Paşa Ailesi’nden gelir. Babası Şakir Paşa elçilik görevi ile yabancı ülkelerde çalışmış üst düzey devlet memurudur. İki defa evlenmiştir ve ilk evliliğinden bir oğlu olmuştur. Şakir Paşa ikinci evliliğini ise Giritli Sare İsmet Hanım’la yapmış ve bu evliliğinden dört çocuk sahibi olmuştur. Geçmiş kuşak aile bireyleri dâhil sanatçı kimliği taşıyan Şakir Paşa Ailesi’nin yeni fertleri: El işlerine olan yatkınlığı ile bilinen en büyük kızları Hakkiye Hanım (ünlü seramik sanatçısı Füreya Koral’ın annesi), piyanistliği ile tanınan Ayşe Hanım, ressam Fahrünissa Zeyd (ressam Nejad Melih Devrim’in annesi) ve gravür sanatçısı Aliye Berger’den oluşmaktadır. Aliye Berger’in abisi de “Halikarnas Balıkçısı” olarak bilinen Cevat Şakir Kabaağaç’tır. Ailenin iyi ekonomik şartları ve entelektüel yapısı, çocuklara modern yaşam ve eğitim olanaklarını getirmiştir. O dönemin  bu türden aileleri – sosyetesi, kız çocuklarına eğitim programlarında müzik eğitimini “zorunlu” kılar. Şakir Paşa Ailesi kızları da bu nedenle çeşitli müzik aletlerine (piyano, keman) ya da resme yönelmişti. Diğer kızlar arasında Aliye, keman dersleri almak istemiş ve bunun üzerine aile ünlü Macar virtözü Karl Berger ile anlaşmıştı. Karl Berger, işinde isim yapmış, yakışıklı ve felsefeye meraklı oluşuyla öğrencilerini etkileyen bir yapıya sahipti. Çok geçmeden Aliye de bu etki alanına girmiş ve hocasına âşık olmuştu. Çapkın olan Karl Berger, öğrencileri ile aşklar yaşamakta ancak ciddi bir ilişkiye girmemekteydi. Bunu bilen ve Aliye’nin durumunu fark eden ablaları Hakkiye ve Ayşe Hanım, Aliye’yi uyarmışlardı. Ancak Aliye gençliği ile cesur ve ısrarcıydı, ablaları Hakkiye ve Ayşe Hanım’a “Berger benimle evlenecek!” diyerek rest çekmişti. Bu sırada aile haklı çıktı ve Karl Berger Aliye’den uzaklaşmaya başladı ve adı bir başka kadınla anılıyordu. Bunu fark eden Aliye bir gece elinde tabancayla Karl Berger’in bulunduğu eve gitti ve kapıyı açan kişiye silah çekti. Neyse ki kurşun hizmetliye isabet etmemişti ve ailenin de sicili göz önüne alınarak Aliye serbest bırakıldı. Bu olay onun Karl’a olan sevgisi karşısında yapabileceklerinin sınırını/sızlığını gösteriyordu. Gözü kara kişiliği, insanların düşüncelerinden çok kendine, isteklerine önem verişi ilerleyen yaşlarında sanat alanında da görülecekti yani bu durum sadece gençliğin verdiği bir heyecan değildi. Cesur, ne istediğini bilen bir kadın portresi çizen Aliye Berger dindar annesine karşı bir müddet gizli de olsa Karl Berger ile birlikte yaşadı. Yirmi üç yıllık beraberlik ne yazık ki Karl Berger’in ölümünden altı yedi ay kadar önce resmileşebildi. 1947 yılında ülkesine konser vermeye giderken kalp krizi geçirerek ölen Karl Berger, Aliye Berger’i üzüntüyle arkasında bırakarak gitti. Beraberlikleri boyunca eşiyle felsefe okuyan, ev dekorasyonu ile ilgilenip eşine kıyafetler diken Berger, onun ölümünden sonra Füreya Koral’ın söylediğine göre hayata dönme çabalarıyla gravür yapmaya başlamıştı..




NOT:Ayşe Kulin'in "Füreya" kitabını ve yine şakir paşa ailesi hakkında Şirin Devrim Ve Nermidil Ernak'ın kitaplarını okursanız Büyükada'ya gittiğinizde iskeleye, korulara ve mezarlıklara bambaşka bir gözle bakarsınız..sanki şakir paşa ailesinin fertlerinin ruhları hala oralarda bir yerlerde dolaşmaktadır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.