Bizim çocukluğumuzda ve lise yıllarımızda seçeneğimiz çok olmasa da sürekli okurduk. Elimize ne geçerse.."Kemalettin Tuğcu"lardan, klasiklerden tutun da o zamanların bakkallarında satılan eşyaların sarılı olduğu gazete ve dergilerinin bile peşinde koştururduk.Ailem açısından çok şanslıydım..babam ve abim sürekli bana kitap alırlardı. Başkalarının evinde biblo gibi duran bir iki kitap bizim evde yer bulunamayan kitaplar dizisi oluştururdu. Lise yıllarında mario simmel in de 2-3 adet kitabını okumuştum.Bunların arasında beni en çok etkileyen en çok hoşuma gideni:"yalnız havyarla yaşanmaz" olmuştu.
"Simmel’in kitaplarında hayata ve insana dair her şey vardır: aşk, nefret, heyecan, gerilim, gizem, savaş, siyaset hatta yemek tarifleri bile bulmak mümkündür, “Yalnız Havyarla Yaşanmaz”da olduğu gibi. Mesela bu kitapta verdiği onlarca tariften “kereviz dolması”nı denemenizi önerebilirim, tabii kitabı bulabilirseniz. Romantizm ile macerayı flashback’lerle (geri dönüş) harmanlanması, sıradan kahramanlarını betimleyen psikolojik tahlilleri, ayrıntılara ve akıcı anlatıma verdiği önem, okuru yazara bağlayan diğer özellikleridir. Eski romanları bile bu nitelikleriyle bir şekilde günceli yakalamakta ve okunmaya devam etmektedir. Simmel, yemek pişirmeyi seven kahramanı, gizli servis ajanı Thomas Lieven’in maceralarını anlatan “Yalnız Havyarla Yaşanmaz” sayesinde uluslararası üne kavuştu. Bir “çok satan” dehası olarak nitelenen yazarın, Türkçe dahil 33 dile çevrilen 35 kitabı dünyada 73 milyon adet sattı ve içlerinde “Award of Excellence of the Society of Writers of United Nations” da bulunduğu çok sayıda ödül kazandı."
Thomas Lieven'e o masumiyet günlerinde "azıcık" aşık olmuş ve "chantall" isimli kadını ise rol/model görmüştüm.."yalnız havyarla yaşanmadığı" gibi; bugün anlıyorum ki o hayallerin, o günlerin saflığı, temizliği, coşkusu sıcaklığı ile de yaşamak mümkün değilmiş..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.