“Çok tuhaf ama insanın üzülme yeteneğinin bir sınırı vardır. Belki de büyük kederler, bir taraftan insanı acıtırken, bir taraftan da duygularını uyuşturuyor, törpülüyor hatta yok ediyordu. Ateş bile insanı bir sınıra dek yakar, o sınırı aşan ateş artık insanı yakmaz. İnsanın üzülme yeteneğinin sınırı aşıldı mıydı , ne eklenirse eklensin artık koymuyordu, vız geliyordu. "
Halikarnas Balıkçısı- Mavi Sürgün
*Katatonikler arasında o ölü olmak..Cevat Şakir'in yukarıda yer alan satırlarını okuduğumda nedense aklıma gelen..
Katatoni:Günlerce, haftalarca hareketsiz, donakalma haliyle tanımlanan psikomotor bir rahatsızlık. Balmumu esnekliği olarak da bilinir. Aslında algıları açıktır.En son durdukları gibi kaskatı kesilip, hiç kıpırdamadan öylece kalırlar. Narkoleptiklerde gülerken filan kaslarının kontrolünü kaybedip o gülen ifade yüzüyle kalanları da olurmuş.Yıllarca önce okuduğum bir makalede anımsadığım olaya göre bir çok katatoniğin bir arada bulunduğu bir koğuşta bir tanesi ölü bulunmuş. tabii olay günlerce anlaşılamamış. Sanırım olaylar karşısında bunca algıları açık olmasına rağmen hiçbir duyarlılık göstergesi olmayan, tepki de bulunmayan katatonik insanların arasında ki o ölü oluyoruz bizler de gitgide..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.