Translate

12 Mayıs 2016 Perşembe

"Gitmekten yılmayacağım.Kentlere gitmek,ülkelere gitmek...gitmek..gene gitmek....hiçbir şey yıldırmayacak beni.Yaşamı, gitmek olarak algılıyorum.” ― Tezer Özlü, Yaşamın Ucuna Yolculuk

*Garip bir ölçü alışkanlık. Sevgi, aşk dostluk ancak bu ölçüye vurulduğunda anlam kazanıyor. en ufak ayrıntılarda bile. Sözgelimi, ben yeni bir giysiyle, bilmediğim bir yere kolayca gidemem. Önce evde deneyip 'benim’ kılmalıyım onu, birazcık eskisin, bedenimin kalıbını alsın ki içinde özgürce davranabileyim. Alışkanlık, kişiliğin gelişimini, kendini bulmasını sağlıyor evet, ama bir sınıra kadar. Sizi o sınıra götüren güdü, bakıyorsunuz sınırda karşınıza dikilmiş yolu tıkamış. O tuzağa düşmemeli. Her büyük tutku gibi alışkanlık da (belki de en büyük tutkudur!) Fethi Naci'nin deyişiyle: “yıkımının tohumunu içinde taşıyor.”

1975, Tomris Uyar'un günlüğünden..

**Herkes bağırırken şiirler okumak mı, susmak mı sözün bittiği yerde, kusmak mı sindirebildiklerinizi suçum? Hep olmayacak düşler görüyorum, yenileceğim kavgalara giriyorum durmadan. İtiraf ediyorum… Silin adımı hayatınızdan, yokum; aslında bir oyun olan kavgalarınızda ve aslı bir kavga olan oyunlarınızda. Kirli sevinçlerinize ortak etmeyin beni. Gözyaşlarınızı da paylaşmıyorum. Yalan övgülerinize ihtiyacım yok. Gıyabımda kesinleşmiş hükümler verin. Bir sürgün nereye sürülebilir? Gölgeler kelepçeye vurulur mu? Çekilin, yürümediğiniz yolları(mı) kirletmeyin.!"
- Dostoyevski / Suç ve Ceza

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.