"..Çocukluğunu yüklediğin kağıt gemiler yağmurda yitip gitse de
her şeye yeniden başla leyla
yediği zıpkınları çıkarmak için sıçrayan bir balık
renkleri yeniden öğrenen solgun bir gökkuşağı
yolcularını almak için gara dönen unutkan bir tren gibi
her şeye yeniden başla
her şeye yeniden başla leyla
binbir gece masallarını anlatmaya,
yaşamın çelik ipi üzerinde yürümeye, kırık ayaklarınla
umudun sönen ateşine bir kibrit daha çakmaya,
her şeye yeniden başla leyla
bağdat yolunun kardeşi olan saçlarını uzatmaya
ve anımsa, kışın donmuş kanatlarını bile çözmüştü bir gece aşk..
her şeye yeniden başla leyla
neşeye mektup yaz, ne zaman çağırdın da gelmedi
her şeye yeniden başla leyla
güneşi ve devrimleri kucaklamaya
bir iskenderiye ılgımının taşıdığı nordbrandt dizeleriyle,
----"aşk deniz kıyısında bir kente benzer:
----başka başka biçimde, nice yerlere çıkan
----bir sürü sokak"
ne güzel demişti jacques prévert bir kaldırım taşına oturarak,
----"aşk gülümser, ona ölümden söz ettiği zaman yaşam"
her şeye yeniden, yeniden başla leyla
yeniden başla...
başla.."
akgün akova
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.