Translate

24 Aralık 2014 Çarşamba

SEVDİĞİM HERKES İÇİN ÇOKKKK GÜZEL BİR YIL OLSUN..HAPPY NEW YEAR..

Sevdiğim herkes için çok huzurlu, çok mutlu, çok güzel bir yeni yıl olsun...(sevmediklerim bu dileklere dahil değiller ve hiç olmayacaklar."

19 Aralık 2014 Cuma

"..hüzün adres değiştirir zamanla benden geçer sana göçer sevdiğim…" “—Cemal Safi



"..Sözler verme bana,
Böylece söz vermem ben de:
Sıcak olan sen, kim bilir belki de daha sıcaktın
Bir zamanlar bir başkasına:
Soğuk olan ben belki de bir ara güneş ışığını
Görmüşümdür, hissetmişimdir iliklierimde:
Kim gösterecek bize tüm bunların
Çok ama çok önce olduğunu?
Görüntü silinir gider camdan
Ve yarım kalır bakılan fal.."
Christina Rossetti

"..İnsanların sağır kalpleri yüzünden yüzyıldan yüzyıla, daha çok azap çekilen bir cehennemde hala inleyip duruyorlar." Giovanni Papini

" İki insan ayrılırken konuşmayan veya şefkatli konuşan taraf aşık olmayan taraftır." (Marcel Proust)
Aşkta da bilimsel teoriler var belki. Graviton ve Higgs bozonu mesela. Biri yerçekiminden diğeri kütleden sorumlu. Aşk neden yer çekimini etkiler neden hafiflersin belki bu teorilerle ilgisi var. Ancak bence en mantıklısı: süpersimetri (sussy) teorisi.Her bilinen parçacığın bir benzeş (yansıması) parçası olduğunu ileri süren teori..vardır, inan, inanmalıyım..bilim öyle diyor..

Kültigin Yazıtları.

"Geride kalan kalbinizse, mutlaka geri dönersiniz…" Marc Levy

"Her sıradan kitabın içinde bir yere, gerçekte bütün geri kalanının onlar için yazıldığı beş ya da altı kelime gömülmüştür..tıpkı her insanın yüreğine gömülen ; tüm hayatının o anlar için yaratıldığını düşündürten bir kaç hatırası gibi.." 
G. K. Chesterton

"Ve sen ki ruhumu Cennet'e getirmek için, Bıraktın adımlarının izini Cehennem'de." Dante

"..16. yy.da yayınlanan Oxford sözlüğüne göre Kozmos'a yani kainata adını bu cosmos çiçekleri vermiş..ne ilginç evren bir çiçek... Hem güzel hem de solmaya mahkum..."

Kültigin yazıtları.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler, Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler....

ŞİİRLER VE GERÇEK HİKAYELERİ:1.

Demir almak günü gelmişse zamandan, meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.." diye başlar Yahya Kemal'in şiiri..hep ölüme adanmış diye düşünmüştüm.Ama bambaşkaymış öyküsü..Nazım Hikmet'in annesi ressam Celile Hanım resimleri kadar güzelliği ile de dillere destan bir kadınmış İstanbul’da. Yahya Kemal’in bu güzelliğe vurgunluğu, Celile Hanım’ın oğlu olan Nazım Hikmet’e şiir dersleri vermek için o eve gelip gitmesiyle başlar.Kısa bir müddet sonra hocasının annesine olan ilgisini fark eden genç Nazım, bir gün onun ceketinin cebine küçük bir kağıt bırakır. Kağıtta şunlar yazılıdır: ’ Hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz.Bu notu alan Yahya Kemal tedirgin olur, korkar ve artık hiç uğramaz..ama içinde ki aşk bitmez, uzaktan devam eder..Yahya Kemal o sıralar Büyük ada’ dadır. Celile Hanım’ da yazı Ada da geçirmektedir. Yaz bitince Celile Hanım vapurla İstanbul’a döner. Ayrılığın ıstırabını yüreğinde derin bir şekilde hisseden Yahya Kemal’in beyninde ’ Sessiz Gemi ’nin o ölümsüz dizeleri şekillenir ve şiir öyle ortaya çıkar.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler..

Sn.ÇİĞDEM SEZER'e: KALEMİNİZE/YÜREĞİNİZE SAĞLIK

“...daha diyorum, daha, uzağa...
çarmıhta kuruyan kana
inkâra ve imana.... 
daha yol almalısın kalbim
inanmak için kendinden başka
hiçbir şeyin kalmadığına
ah işte o zaman yaranın ne kadar derin
ve suyun imkânsız olduğunu
anladığında
dönmelisin,
kalbim, güzel evim..”
Çiğdem Sezer/Kültigin yazıtları.

17 Aralık 2014 Çarşamba

DÜĞÜN GECESİ/ŞEB-İ ARUS

Bugün Şeb-i Arus/Düğün Gecesi (Farsça şeb: gece, Arapça arus: düğün,Mevlânâ Celaleddin-i Rumi'nin öldüğü gecedir.) ve ben kime ait olduğunu bilmediğim bu şiiri paylaşmak istedim..hak vaki olduğunda aynı hisleri duyacağımı dizeler bunlar..çünkü benim için ölüm Rabbine kavuşmak en sevdiğine, en sevgiliye..
"Öldüğüm gün tabutum yürüyünce
Bende bu dünya derdi var sanma!
Bana ağlama, 
'Yazık, yazık! ' 'Vah, vah! ' deme!
Cenâzemi gördüğün zaman 'Elfirak, elfirak! ' deme!
Benim buluşmam asıl o zamandır.
Beni mezara koyunca elvedâ demeğe kalkışma!
Mezar cennet topluluğunun perdesidir.
Mezar hapis görünür amma,
Aslında canın hapisten kurtuluşudur.
Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret!
Güneşle aya batmadan ne ziyan gelir ki?
Sana batma görünür amma
Aslında o doğmadır, parlamadır.
Yere hangi tohum ekildi de yetişmedi?
Neden insan tohumu için
Bitmeyecek, yetişmeyecek zannına düşüyorsun?
Hangi kova suya salında da dolu olarak çekilmedi?
Can Yusuf'un kuyuya düşünce niye ağlarsın?
Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç!
Çünkü artık hay-huy'un, mekânsızlık aleminin boşluğundadır. "
ALINTI/KİME AİT BİLEMİYORUM.

En iyi aziz ve azizeler, tövbekar günahkarlardır...

"..Tanrı günahtan nefret eder ve günahkarı sever; insan günahı sever ve günahkardan nefret eder; suçtan yararlanır ve suçluyu mahkum eder. Suçludan nefret etmek insandaki en hazin duygulardan biridir.Yargılanmamak için yargılamamayı bize söyleyen aynı kişi bize merhametli olmayı öğretir.”

"Boğazım düğümleniyordu *Gordion düğümü ile uzun süredir..konuştum ve kaderim İskender'in yazgısıyla bir oldu.." Sevgi Aktan.



*Gordion düğümü, Büyük İskender, Gordion’a geldiğinde (M.Ö. 334) düğümü çözmeye çalışır ama başaramaz. Sabrı tükenince öfkeyle kılıcını çekip düğümü keser. İskender, gerçekten de Pers İmparatorluğu’nun fatihi ve Asya’nın hakimi olma yolundadır. Ancak 33 yaşında ateşli bir hastalıktan zamansızca ölümü bilgelerce İskender’in Gordion düğümünü çözmek yerine sabırsızca davranmasının cezası olarak yorumlanır. 

15 Aralık 2014 Pazartesi

“Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz, yalnızca bir düş içinde bir düş…” ― Edgar Allan Poe

"Sevilmek mi? – öyleyse bırakma yüreğini
Şimdiki yolundan ayrılmaya.
Olduğun her şeyken şimdi,

Olmadığın şey olma.
Böylece kibarlığın, lütfun,
Aşkın güzelliğin,
sonsuz bir övgü konusu olacak yeryüzünde,
ve aşk – basit bir görev…"
― Edgar Allan Poe


*"..Sarhoş, yoksul, ezik, dışlanmış Edgar Allan Poe, dingin ve erdemli Goethe’den ya da Walter Scott’dan çok daha fazla hoşuma gidiyor. O ve onun gibi özel yapıdaki adamlar için şöyle diyeceğim: bizler adına acı çektiler.”
― Charles Baudelaire

The Annnuciation/İYİ HABER..

Leonardo Da Vinci'nin 7 temel prensibi olduğunu bugün okuduğum bir yazıdan öğrendim. Bu günlerde resim ı/ressamlar ile ilgili paylaşımlarım yoğunlaşabilir.
1.curıosıta(merak)
2.dımostrazıone(ispat)
3.sensazıone(hissetme)
4.sfumato (pus):belirsizliği,paradoksu ve kararsızlığı kucaklama arzusu 5.arte/scıenza(bilim ve sanat): mantık ve hayal arasındaki dengenin geliştirilmesi anlamına gelir
6.corporalıta (vücudi olma): zarafet; her iki eli de aynı şekilde kullanabilmenin filtresi ve dengenin sağlanması anlamına gelir.
7..connessıone(ilişkilendirme) bütün olayların ve her şeyin ilişkisini anlamak ve değerlendirmek, sistemli düşünme anlamına gelir.

*Bu tablonun ismi :The Annnuciation Türkçe karşılığı olarak Beşaret : mucize, iyi haber.Leonardo’nun izi bulunan ilk eserdir. Hz. Meryem’e Hz. İsa’nın doğumunun Hz. Cebrail ile önceden bildirilmesini konu alır. Resim çok ince detaylarla mesajlandırılmış mesela ;melek elinde Madonna lily ( beyaz bir zambak tutar ) , beyaz zambak meryemin saflığını ve Floransa şehrini sembolize eder.

DEMEDİM Mİ?

*"..Bir gün kızsan bana,
Alsan başını,
Yüz bin yıllık yere gitsen,
Dönüp kavuşacağın yer ben’im demedim mi?
Demedim mi şu görünene razı olma,
Demedim mi sana yaraşır otağı kuran benim asıl.
Ben bir denizim demedim mi sana?
Sen bir balıksın demedim mi?
Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
Demedim mi senin uçmanı sağlayan benim.
Senin kolun kanadın benim demedim mi?
Demedim mi soğuturlar seni.
Oysa senin ateşin benim,
Sıcaklığın benim demedim mi?
Söyle, bunları sana söylemedim mi?"
Mevlana.
*Anadolu Selçuklu hükümdarı Rüknettin Kılıçarslan Kayseri’de Moğol şenliğine çağırılır. Gidip gitmeme konusunda Mevlana’ya danışır. Mevlana gitme der. Mevlana’nın sözünü dinlemez ve gider. Şenlikte Kılıçarslan zehirlenerek öldürürlür. Rivayet edilir ki mevlananın adını söyleyerek ölür..Mevlana ardından bu şiiri söyler.

11 Aralık 2014 Perşembe

“kellim kellim lâ yenfa’”/Konuş konuş fayda etmez!

Ey Peygamber ölü diriltmekten daha zor olan şey nedir?
İfhamu men la yefhem /Anlamayana Anlatmak!

"Rabbim, biraz daha bağışla beni.." İ.Tenekeci

-Sana Yusuf’u niçin geri verdiğimi biliyor musun?”
- Bilmiyorum Ya Rabbi” dedi Hz.Yakub
Ve Allah buyurdu:
“ÇÜNKÜ SEN BÜTÜN ÜMİDİNİ SADECE BANA BAĞLADIN!..”

"Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan.."

"..sen o Yesrib’ten ‘Medine’ çıkaracaksın. Kimseye hazır ‘Medine’ yoktur, Medine inşa edilir.."
Senai Demirci

*Yesrib: medine'nin hicret gerçekleşmeden evvel ki adı, kelime anlamı nahoş yer.

-Senin kadar aşık mıydı Mecnun? -Senin kadar güzel miydi Leyla?"

İmtihân dediğin, kağıt kâlem ile olmaz..Kul, kul ile sınanır dedi ve dua etti;
"..Rabbim bizi yasakladığın yerlerde görme. Emrettiğin yerlerde de bizi arar duruma düşürme. Bizi senden ayıran her şeyi bizden ayır.Bizi sana gelen yoldan uzaklaştıracak her şeyi bizden uzak et.."
(Abdulkadir Geylani Hz.)

Ne demişti Cebrail..? - Bir adım daha atarsam yanarım..! Arzu Camgöz

"Sustuğum şeyler var, hiç konuşmadıklarım…asla konuşmayacaklarım..
İçinde kaybolduğum şehirler ve içimde kaybolup giden insanlar var..
Hakettiklerimle, vazgeçtiklerimi ayırdığımdan bu yana
solumu sevdiklerime,
yolumu ise Allah’a bıraktım…
O’ki; varacağım yeri de
duracağım yeride benden daha iyi bilir…
Daha nasıl anlatayım, Sensiz;
Topu patlamış, Arkadaşı taşınmış,
Kuşu ölmüş, Çocuk gibiyim .."
Arzu Camgöz

"Sınanmadığınız bir acı üzerine konuşmak her zaman kolaydır .." Tarık Tufan

"Herkes kendi işine baksın” değil,
“Herkes kendi içine baksın” ..
Kimin bilmiyorum.

EN BÜYÜK ACIMASIZLIK..

"İnsan en büyük acımasızlığı hep kendi yüreğine yapmıştır !
Ya İnanmayarak ,
Ya da İnandığını uygulamayarak.."
Sümeyye Yurtsever

ÜZÜLME KELEBEĞİM..

"Üzülme kelebeğim; 
Bugünü atlatırsak yarın diye birşey yok. …"
Ah Muhsin Ünlü

VAZGEÇTİKLERİMİZ..

"Doğru yol seçtiklerimizden daha çok Allah için vazgeçtiklerimizdir .."

O SELAM..

"Yasin suresinin elli sekizinci ayetinde;“Onlara Rabb'in söylediği selam vardır” buyruluyor.Ben işte o selamın peşindeyim."
İbrahim Tenekeci.

7 Aralık 2014 Pazar

”Tek başıma uzun çağlar boyunca yaşamaktansa, seninle tek bir hayat yaşamayı istiyorum. Ölümlü hayatı seçiyorum Aragorn.” Arwen

"Size gerçek, gerçeğin ta kendisi olarak diyorum ki: Toprağa düşen bir buğday tanesi yok olmazsa, sadece bir buğday tanesi olarak kalır; fakat yok olursa, o zaman bereketli ürün doğurur."
- Yohanna İncil, 12. bab, 24

THE LAST SAMURAI

"Japonya’yı bir kılıcın yarattığını söylerler.Eski tanrıların, bir mercan kılıcı okyanusa batırdıklarını ve çıkardıklarında dört kusursuz damlanın denize düştüğünü ve bu damlaların Japonya’nın adaları olduğunu söylerler.Ben, Japonya’yı bir avuç cesur erkek yarattı diyorum. Hayatlarını unutulmuş bir kelime uğruna vermeye hazır savaşçılar tarafından:
ONUR.."
The last samurai

"Ağaç hiçbir zaman çiçeğini bırakıp gitmez; ağacı bırakıp giden her zaman çiçektir." Alexandre Dumas

"Daha vakit var diye, dönüp de bir gün
Kaldığımız yerden,hepsini birden
Yaşarız sandık.
Oysa emanetmiş bizim sandıklarımız."
Murathan Mungan

BEZM_I ELEST

"..O da dedi ki: “Aşk; Bezm-i Elest’te tanışan ruhların birbirini yeryüzünde aramasıdır. İşte Mecnun ile Leyla’nın hikayesi de böyle başlar. Mecnun’un ruhu ile Leyla’nın ruhu Bezm-i Elest’te buluştular ve birbirlerine söz verdiler. Dediler ki: Biz yeryüzüne indiğimizde birbirimizi arayıp bulacağız. Ve Mecnun’un ruhu, Leyla’nın ruhundan birkaç gün önce yeryüzüne indi ve Leyla’yı beklemeye başladı. Ve o sırada çöl ile konuşmaya başladı. Dedi ki:
’Ey çöl!
Hafızanı tazele, eski aşklarını hatırla!
Burada terk edenleri bize yeniden hatırlat!
Kumlarını düzelt, sularını çek, her şeyi sustur!
Çünkü birazdan semavi bir müjde gibi sana Leyla inecek.’
Ravıyan-ı ahbar, yani bu hikayeyi rivayet edenler derler ki, bir gün sonra Mecnun’un ruhunun çağrısı üzerine yeryüzüne indi Leyla ve bu hikaye böylece başlamış oldu.”

AYRI AYRI UZAKTA , YANYANA..

"..Susarak,iki komşu gibi güne değerek
Asıl söyleneceklerin üstünden aşarak
Sevdiğim
Ayrı ayrı uzakta,yanyana.."
Gülten Akın

6 Aralık 2014 Cumartesi

"..Ey huzur içinde olan nefis! Sen O’ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön"

“Sen neye benziyorsun biliyor musun?”
“Neye?” dedim, yan yanayken yaşadığımız ayrılığın adını sorar gibi, “Neye?”
“Bilardo toplarına.”
“Neden?” dedim.
“Yazgını hep başkalarının ıstakalarının insafına bırakıyorsun da ondan…”
— Aşkın Cep Defteri

5 Aralık 2014 Cuma

GRACIAS A LA VIDA

Gracias A La Vida/Teşekkürler Hayat..
"Teşekkürler hayat, verdiğin her şey için
hayatın sesi ve kelimelerim
düşüncelerim, ettiğim sözler,
annem, dostlarım, kardeşlerim ve parlayan güneş
ve aşkın izleri için..
teşekkürler hayat, verdiğin her şey için;
duyduğum tüm sesler; gece, gündüz,
ağustos böcekleri, kanaryalar, rüzgar
ve sevgilinin sakin fısıltıları için
teşekkürler hayat, verdiğin her şey için;
caddelerinde, göl kıyılarında, dağlarında
ovalarında, denizlerinde ve suya hasret çöllerinde
ve evlerinde yorulan adımlarım için
teşekkürler hayat, her şey için;
yıkıntılardan kendimi yeniden yaratabildiğim
ve yeniden hayata sunabildiğim için
kahkahalarım, göz yaşlarım
ve bu şarkı için
..
teşekkür ederim hayat,
her şey için teşekkürler.."
Mercedes Sosa..

“Hazinem dediğiniz neredeyse yüreğiniz de orada olacaktır.”

Müziği kadar ruhu ve bedeni de kırılgan olan ve George Sand'dan sonra toparlanamayan Chopin'in çiçeği çok sevdiği biliniyordu, öldüğünün ertesi gün o kadar çok çiçek geldi ki, odanın her yanı rengarenk olmuştu. Çiçekli bir bahçede yatıyordu sanki… Yüzüne gençlik, saflık ile güzellik gelmişti. Cenaze töreninde isteği üzerine Mozart’ın Requem’i çalındı. Öldükten sonra kalbinin çıkarılarak Polonya’ya gönderilmesini vasiyet etmişti. Vasiyeti yerine getirildi. İkinci Dünya Savaşı’nda kalbin bulunduğu müze bombalanınca, isteği tam anlamıyla gerçekleşti.Büyük bestecinin kalbi kül olup, memleketinin toprağına karıştı.

İSTANBUL

"..şairlerin dediği gibi ‘Paris güzel bir salon, Londra güzel bir park, Berlin güzel bir kışla ama İstanbul güzel bir şehir’di.

— Zülfü Livaneli - Leyla’nın Evi

"..git, kendini çok sevdirmeden." Tuna Kiremitçi

"..Renklerinden hiç pişmanlık
duymayan,
Siyah beyaz bir kadınım ben. 
Eski şarkıları, masalları yağmuru
ve seni çok seven

“Sizi birbiriniz için imtihan aracı kıldık. Sabredecek misiniz? Rabbin, hakkıyla görendir.” Furkan Suresi 20. ayet

Mephisto (şeytan) bir sahnede Faust’a; “..ruhunuza girmemiz için izne gerek yok fakat çıkmamız için sizin izniniz gerekir” diyor. Kötülük insanın doğasında vardır, her an hayatına girebilir. Çıkarmak için bilinç, farkındalık ve irade gerekir diyor olabilir mi?Bence bu sorunun cevabı aslında eserin en başında Mephisto/Tanrı arasında geçen dialogda verilmiştir:TANRI:"Sonunda Faust’un iyi bir insan olduğunu göreceksin. En derin karanlığa heveslense de hep doğru yolun bilincindedir."

"Bir kelebeği incittiğinde özür dileyeceğin yarın yoktur.."

"Kötü bir insandan iyi bir insana dönüşmek için binlerce kilometre yol almalısın; iyi bir insandan kötü bir insana dönüşmek içinse tek bir adım yeter."

2 Aralık 2014 Salı

..ve insan isminin ne kadar güzel olduğunu O'nun ağzından duyunca anlar..

keşke..:)

"Anneler, her şeyi görmeseler bile kalpleriyle duyarlar

*Dünyada öğretilen bütün bilgilerin hiçbiri bize, bir annenin bakışının, bir kelimesinin verdiği şeyi vermeye muktedir değildir. »

"Geçmişimizi bugüne taşıdığımız sürece bugün yeni bir gün olmuyor.

"..Insanın kendi iç dünyasına bakmak istemediği zaman bahaneler bulması dünyanın en kolay şeyidir. Dıştan bir suçlu her zaman vardır. Suçun -ya da daha iyisi sorumluluğun- yalnızca bize ait olduğunu kabullenmek çok cesaret ister ve 
belki de ilerleyebilmek için tek yol budur."

SADECE ÇOCUKSU YANINI AL VE GEL..

"..Bizi daha fazla ıslatamaz bu yağmurlar
Kaçalım burdan
Sadece çocuksu yanını al yanına
Ben de içimde her gün büyüyen sevgini getiririm."

BEN BU ÖLESİYE SEVGİLERİ KALDIRAMIYORUM ARTIK..

Lale: Bugün burada olanlar;Olcay seni sevdikleri için böyle davranıyorlar... Ellerinden gelen bu...
Olcay: Tamam! Tamam, işte ben de bunun için gidiyorum. Onlar beni çok sevdikleri için böyle davranıyorlar. Kocam bizi çok sevdiği için öldü. Hep beni çok sevdikleri için oluyor tüm bunlar.."BEN BU ÖLESİYE SEVGİLERİ KALDIRAMIYORUM ARTIK..."
Yeditepe İstanbul..

"Her şeyin ölçüsü insandır. Her şey bana nasıl görünürse benim için öyledir. Üşüyen için rüzgar soğuk, üşümeyen için soğuk değildir. Her şey için birbirine tümüyle karşıt iki söz söylenebilir." Protagoras

"Ben en çok gecenin bu anını seviyorum işte..
Derin sessizlik her yerde.
Kimse sana karışamıyor
Istediğim gibi yol alıyorum düşünceler denizinde."

İÇİMİZDE ÖLEN HER ŞEY İÇİN MEZAR KAZACAĞIZ..

"Ve sen sarp ve kayalık ruhuma tek başına tırmanacaksın. 
Yenilgi, yenilgim, ölümsüz yiğitliğim, 
Sen ve ben fırtınaya birlikte güleceğiz, 
Ve içimizde ölen her şey için mezarlar kazacağız..”

GÖRÜNMEZ BİR EL..

"Bazı geceler zaman bir yerlerde takılıp kalır. 
Bazı şarkılar sadece böyle zamanda dinleyelim diye vardır. 
Bazı şiirler ancak böyle zamanlarda anlaşılabilir. 
Bazı hikayelere sadece ve sadece böyle zamanlarda katlanılabilir. 
Bazı geceler zaman buzdan bir bıçak kadar sert soğuk ve şeffaftır. 
Görünmez bir el onu ruhumuzun en hassas noktasına batırır"

ANLADIN MI?

"Aşk lunaparktaki tahta ata benzer... Hani jetonla çalışır ya atarsın içine... Bir ileri bir geri, bir ileri, bir geri... Sanki bir yere gidiyormuşsun gibi bir his... Böyle bir coşku ayakların yerden kesilir. Halbuki bir yere gittiğin yok. Tahta at çakılı oraya..ve düş biter..Anladın mı?”

AŞK KAÇ HARF?

"..soldan sağa dört harf ölüm
Yazılmamış beş harf hayat
Ya aşk kaç harf/ nerden nereye…"
— Gripin

AY YALNIZLARINDIR..

"Ay yalnızların dostudur. Hem dertlerini dinler hem de mutluluklarını hatırlatır; kedileşir sanki, ayakları ucunda dolanır, kucaklarına sıçrar, sürünür, mırıldanır unutturur yalnızlıklarını."
— Necati Cumalı / Viran Dağlar

"En kötü felaket bile ihtimalinden daha ağır değildir zaten, daha zor değildir."

"..Eninde sonunda bir kutu fotoğraftır koca bir hayattan artakalan elde avuçta… Açılır süslü albümün ağır kapıları bir mutlu anlar ansiklopedisi gibi… Zamanda seyahat başlar. Hatıralar kütüphanesinde yitik canlar derin dondurucuda saklanmış anlar öpülüp koklanacak gözyaşıyla tuzlanacak kartpostallar.."

"Hiçbir şeyden ölmezsek",dedi Aleksi Pavloviç "İnceliklerden öleceğiz."

"..tüm yanlışlarım doğrularımı götürmedi benim. Yanlışlarım sayesinde doğrularımı gördüm ben. Herkes gibi düşünmenin kolaylığına kaçmadım. Ne öğrendiysem onu savundum. Şu dünyada hiç bir şeyin benim olmadığını biliyorum. İnsan “ait olmak” kavramını çıkarmalı hayatından. Sınırları yok etmeli. Özgürlüğün vazgeçtiklerinin toplamıdır. Vazgeçebildiğin kadar özgürsün. Başka türlüsü yük senin hayatına. Kımıldayamazsın dokunamazsın Dudağının kenarında kalan isimleri sayıklamaktan vazgeç..Göz bebeklerine başkalarını yerleştir. Kim bilir yeni kelimeler, yeni renkler neler getirir hayatına?"

SEN, SEN ÇOK GÜZELSİN

Nilgün : Niye konuşmuyorsun? Susmazdın hiç. Hani ne o bitmeyen hikayelerin?
Ferhan : Ne anlatayım ?
Nilgün : En güzel hikayeni anlat.
Ferhan : Az biraz kafası kırık bir doktor gelmişti içeri, o anlatırdı. Vücudun bütün seslerini duysan sağır olurdun derdi. Oysa biz sadece kalbin sesini duyuyoruz. Beynin düşünürken , kanın akarken çıkardığı uğultu ya da yaraların kabuk bağlarken çıkardığı sesler..
Nilgün : Sen, sen çok güzelsin..

DUR YÜREĞİNİ DİNLE..

"..şaşırdığını hissettiğin zaman ağaçları düşün, onların büyüme biçimini anımsa. Unutma ki, yaprağı gür ama kökü zayıf bir ağaç ilk güçlü rüzgarda devrilir. Oysa kökü güçlü ve az yapraklı ağaçta can suyu bin bir güçlükle dolaşır. Kökler ve yapraklar aynı ölçüde gelişmelidir. Olayların içinde ve üzerinde olmalısın. Ancak böyle gölge ve sığınak sunabilir, ancak böyle doğru mevsimde çiçeklerle dolabilirsin..Ve sonra, önünde pek çok yol açılıp sen hangisini seçeceğini bilemediğin zaman, herhangi birine öylece girme, otur ve bekle. Dünyaya geldiğin gün nasıl güvenli ve derin derin soluk aldıysan, öyle soluk al, hiçbir şeyin senin dikkatini dağıtmasına izin verme, bekle ve gene bekle. Dur, sessizce dur ve yüreğini dinle. Seninle konuştuğu zaman kalk ve;
Yüreğinin götürdüğü yere git.”
Suzanna Tomarro