Take me back to my boat on the river
(beni ırmaktaki sandalıma geri götür)
I need to go down, i need to come down
(gitmeye ihtiyacım var,inmeye ihtiyacım var)
Take me back to my boat on the river
(beni ırmaktaki sandalıma geri götür)
And i won't cry out any more
(ve artık ağlamayacağım)
Time stands still as i gaze in her waters
(onun sularına dikkatle bakarken zaman durur)
She eases me down, touching me gently
(beni sakinleştirir,bana nazikçe dokunur)
With the waters that flow past my boat on the river
(ırmaktaki sandalımdan sular akarken..)
So i don't cry out anymore
(o yüzden artık ağlamıyorum)
Oh the river is wide
(ırmak geniş)
The river it touches my life like the waves on the sand
(ırmak hayatıma kumların üzerindeki dalgalar gibi dokunuyor)
And all roads lead to tranquillity base
(ve bütün yollar huzurun temeline çıkıyor)
Where the frown on my face disappears
(çatık kaşlarımın yok olduğu yere)
Take me down to my boat on the river
(beni ırmaktaki sandalıma götür)
And i won't cry out anymore
(ve artık ağlayamacağım)
Oh the river is deep
(ırmak derin)
The river it touches my life like the waves on the sand
(ırmak hayatıma kumların üzerindeki dalgalar gibi dokunuyor)
And all roads lead to tranquillity base
(ve bütün yollar huzurun temeline çıkıyor)
Where the frown on my face disappears
(çatık kaşlarımın yok olduğu yere)
Take me down to my boat on the river
(beni ırmaktaki sandalıma götür)
I need to go down, with you let me go down
(gitmek istiyorum,gitmeme izin vermenle birlikte)
Take me back to my boat on the river
(beni ırmaktaki sandalıma götür)
And i won't cry out anymore
(ve artık ağlayamayacağım)
And i won't cry out anymore
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.