*Düşününce hak verdim. Dostoyevski’nin karakterleri fiziki özelliklerinden daha çok ruhsal durum betimlemeleri ile yer alırken, Tolstoy ise karakterlerin fiziksel özelliklerini o kadar ayrıntılı yazar ki (kilo, boy, görünüş, yüz hatları) karşımızda adeta canlanır. Anna Karenina mesela dizi, film versiyonlarını görmeden önce de kafamda bir Anna vardı zaten ama mesela Raskolnikov' un fizksel hatlarını şu an bile çok fazla canlandırmazken kafamda yaşadığı tüm o ruhsal gerilimleri an be an anımsıyorum. Başka bir deyişle belki şöyle ifade edebilirim Tolstoy karakterleri önceden bize tanıştırılan kişilerken, Dostoyevski karakterleri bir yabancının yaptıklarını izlemek gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.