Translate

4 Kasım 2014 Salı

TO KILL A MOCKINGBIRD..

Çocukken filmini seyrettiğim ve avukat olmam da etkisi büyük olan :To Kill a Mockingbird / Bülbülü Öldürmek kitabına yıllar sonra bir sahafda rastlayınca hemen aldım ve okudum..Konusunu yorum kısmına yazdım isteyen okusun diye ama altını çizdiğim bir kaç şeyi burada paylaşmak istiyorum..
Atticus’un mahkemede yaptığı şu konuşma mesela;
“Mahkemelerimiz büyük eşitleyici kurumlardır. Mahkemelerimizde bütün-tüm insanlar eşit sayılır. Ben mahkemelerimizin dürüstlüğüne inandığım için bir idealist değilim. Bu benim için bir ideal değil, yaşayan ve işleyen bir gerçektir…”
Ya da;Scout:"bir zenciyi neden savunuyorsun" diye sorduğunda;
“Bunun birkaç nedeni var. Ama başlıcası şu: Onu savunmasaydım kasabada başım dik gezemezdim… Sana ve Jem’e bile bişeyi bir daha yapmamanızı söyleyemezdim." demesi..
‘’Bir insanın hakkının elde edebileceği tek yer olan mahkeme salonları bile kinlerimizi, öfkelerimizi taşımayı becerebiliyoruz."
En etkileyici şeylerden biri de "uzlaşma" olgusuydu..Atticus Scout’a okula gitmeden okuma yazma öğretmiştir.. Okulun ilk günü Scout’u öğretmeni azarlar. Kızcağız bir daha okula gitmek istemez. Babası bu sorunu yaklaşımıyla çözer: "Sadece şu numarayı öğrenirsen her insanla çok daha iyi geçinebilirsin… İnsanı gerçekten anlamanın tek yolu olaylara onun açısından bakmaktır… Uzlaşma ne demektir biliyor musun?... Uzlaşma karşılıklı kabulle yapılan bir anlaşmadır… Şöyle olur: Sen okula gitmenin gerekli olduğunu kabul edersin. Ve biz de her akşam yaptığımız gibi kitap okumaya devam ederiz.."
‘’Ama hiçbir zaman yaşadığım hayatı, yaşamak istediğim hayat olduğu için yaşadığımı anlamayacaklar.’
ve Harper Lee nin kitaba adını veren şu cümle;
"“İstediğiniz kadar şakrak kuşu vurabilirsiniz ama bülbülü öldürmek günahtır, bunu asla unutmayın.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.