"Sana öykü yazdıran adamı hayatında istersin.
Roman yazdıran adamı seversin.
Şiir yazdırana aşık olursun."
Translate
29 Kasım 2014 Cumartesi
DRUID
"Mina Urgan'ın İngiliz Edebiyat Tarihi 1. cildini okuyorum (Huzur içinde uyusun.) Son derece sürükleyici bir tarzda yazılmış bu kitapta öncelikle İngiltere tarihinden bahsediliyor. Daha önce başka bir kaynaktan okuduğumun aksine Britanya'nın yerli halkı Keltler, daha sonra 6. y.y.'da Danimarka civarından gelen Germen kavimlerinin istilasına uğruyorlar ve kuzey batı taraflarına (bugünkü İrlanda civarı) çekiliyorlar, bu Germen kavimlerindan ikisi Angle ve Saxon'lar. Angle'ler sarışın ve renkli gözlü olduklarından meleksi görünümlerinden dolayı "angel" (melek) ismi de onlardan geliyor. Germenler Kelt'lerden daha az uygar olduklarından edebiyat konusunda bir gelişme olmuyor. Keltler ise denizci olduklarından edebi eserlerinde hep denizle ilgili parçalar var ve doğayı tasvirlerinde hep dehşet hakim. Daha sonra 11. yy'da Norman istilası oluyor, ancak Norman'lar daha gelişmiş ve uygar olduklarından onların zamanında edebiyatta daha güzel eserler ortaya çıkıyor, doğa ile ilgili güzel tasvirler yer alıyor eserlerde. Ve bu dönemde eski İngilizce yerine yaklaşık 1360 yılına kadar resmi dil Fransızca oluyor. Mina Urgan'ın kitabında İngiliz edebiyatının ilerlemesinde en büyük etki Norman'lardan oluyor. Bana göre ise bu etki Kelt soyundan geliyor, bugün İrlanda civarında daha yoğun görülebilen bu ırkı mistik buluyorum ve bence İngiliz edebiyatının diğer ülke edebiyatına üstünlüğü buradan geliyor."
Kitaplık adlı blogdan.
*Görsel bir druid. Druid, Kelt çoktanrıcılığında genellikle Alplerin kuzeyinde ve Britanya Adaları'nda var olan antikKelt topluluklarındaki rahip sınıfı
Kitaplık adlı blogdan.
*Görsel bir druid. Druid, Kelt çoktanrıcılığında genellikle Alplerin kuzeyinde ve Britanya Adaları'nda var olan antikKelt topluluklarındaki rahip sınıfı
BURKINA FASO'YA SEVGİLERLE..
"..elinde bir avuç yemle kuşlara doğru koşan ürküten çocuklar gibiyiz. Sürekli mutluluk peşinde koşmasak, beklesek, dursak, aslında zaten mutlu olduğumuzu fark edeceğiz."
Az önce bir makale okudum. Burkina Faso'ya bir yardım etkinliği için giden aktivistin oranın fakir/saygılı/tok gözlü insanlarını anlattığı. Haritada nerede olduğunu bile bilmediğim bu ülkeyi araştırdım biraz. (Başkenti ougadougu' imiş ama vogadugu ya da vagadugu şeklinde okunuyormuş) Açıkçası anlatılanlar kadar ülke isminin anlamı da beni etkiledi. Burkina Faso "özgür insanların ülkesi " ve sıvahili dilinde de "mutlu insanlar ülkesi" anlamına geliyormuş. insanlarının fakir ama mutlu oldukları anlatılıyor hep çeşitli yazılarda.. Vatanımı bu kadar aşkla sevmesem Burkina Fasolu olasım geldi.
“Paris uzak, Paris güzel, unutmadım onu.” Düşüş ~ Albert Camus
"Tek başına yürüyünce, ikiye ayrılıyordu yollar
Ya bir ömre yetecek kadar sevmeliydi
Ya da bir ömrü feda edecek kadar…"
Sessizliğin Yankısı - Umut Can Çeppioğlu
Ya bir ömre yetecek kadar sevmeliydi
Ya da bir ömrü feda edecek kadar…"
Sessizliğin Yankısı - Umut Can Çeppioğlu
"Mutluluk peşimizi hiç bırakmasın İSTANBUL"
Ne kadar şehir gördüm anımsamıyorum..iş gezilerini de sayarsak çok..ama İstanbul'u gördükten sonra;
Biliyorum ki yedi kıtayı gezsem, yedi kıtada sevsem,
Yine dönerim bu yedi tepeye
Ve bu yolculuk burada bitsin isterim.
Çünkü şarkılar bile daha anlamlı, romanlar bile daha derin bu şehirde,
Şiirler bile bir başka güzel.
İstanbul girer içine, ruhuna işler, çıkmaz bir daha.
Nereye gidersen git onu içinde taşırsın
Başka şehirlere yar olsan da dönüp dönüp onu hatırlar ve kıyaslarsın
Ve asla tamamen başka bir şehrin insanı olamazsın..
İstanbul, sevgilim..
Unknown/yada ben blmiyorum.
Biliyorum ki yedi kıtayı gezsem, yedi kıtada sevsem,
Yine dönerim bu yedi tepeye
Ve bu yolculuk burada bitsin isterim.
Çünkü şarkılar bile daha anlamlı, romanlar bile daha derin bu şehirde,
Şiirler bile bir başka güzel.
İstanbul girer içine, ruhuna işler, çıkmaz bir daha.
Nereye gidersen git onu içinde taşırsın
Başka şehirlere yar olsan da dönüp dönüp onu hatırlar ve kıyaslarsın
Ve asla tamamen başka bir şehrin insanı olamazsın..
İstanbul, sevgilim..
Unknown/yada ben blmiyorum.
Distopyalarımız../Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim, incinirsin..
"Beyaz, siyah, rengarenk
Hepimiz hergün o kadar çok yalan söylüyoruz ki.
Dün kitapçıda bir kadın "Toplantıdayım sonra konuşalım" diyordu telefonda.
cafedeki adam "Çok hastayım evde yatıyorum" dedi.
Bir de bu kadar rahat tespit edilemeyen, daha büyük, daha kırıcı yalanlar var.
Birbirimizi mi zorluyoruz yalanlara merak ediyorum.
Karşımızdak üzülmesin diye mi, daha çok üzülsün diye mi beyaz yalanlar?
Yok yok, hiçbiri değil.
O kadar yalancı olduk ki insanoğlu olarak, artık düşünmeden yalan söylüyoruz, sebepsizce.
Sırf doğruyu söylememek için. Doğrulardan korktuğumuz için.
Çünkü o doğrular da güzel olmuyor her zaman. Belki de çoğu zaman.
Hepimiz hergün o kadar çok yalan söylüyoruz ki.
Dün kitapçıda bir kadın "Toplantıdayım sonra konuşalım" diyordu telefonda.
cafedeki adam "Çok hastayım evde yatıyorum" dedi.
Bir de bu kadar rahat tespit edilemeyen, daha büyük, daha kırıcı yalanlar var.
Birbirimizi mi zorluyoruz yalanlara merak ediyorum.
Karşımızdak üzülmesin diye mi, daha çok üzülsün diye mi beyaz yalanlar?
Yok yok, hiçbiri değil.
O kadar yalancı olduk ki insanoğlu olarak, artık düşünmeden yalan söylüyoruz, sebepsizce.
Sırf doğruyu söylememek için. Doğrulardan korktuğumuz için.
Çünkü o doğrular da güzel olmuyor her zaman. Belki de çoğu zaman.
"..en uzun, en çaresiz geceni düşün… Sabah olmadı mı?" Reşat Nuri Gültekin
"...pencereden baktıklarında, minicik sarı çiçeklerin yağmur gibi indiğini gördüler. Çiçekler bütün gece süren suskun bir yağmurla köyün üzerine yağdı. Bütün çatıları örttü, bütün kapıların önüne yığıldı..Gökten öyle çok çiçek yağdı ki, sabahleyin sokaklar kalın halılar döşenmiş gibi oldu ve cenaze alayının geçebilmesi için çiçekleri küremek zorunda kaldılar..önemli bir konuğun gelişine serilen kırmızı halı gibi sarı çiçeklerden bir yol serilmişti veda yoluna.."
Yüzyıllık Yalnızlık - Gabriel Garcia Marque
"İçinde R harfi olan aylarda, hüzün yedi kat yükseliyor." Yekta Kopan
"Her üzüntü ; diğer elinde bir hediye ile beraber gelir..Ama genellikle acı çekmekle öylesine meşgul oluruz ki,hediyenin farkına bile varamayız.O da geldiği gibi yitip gider.."
Marquez
28 Kasım 2014 Cuma
Senin bana gülüşün benim o an ölüşüm sözlere sığmaz.."
"Aşkın sadece seni seviyorum demekten fazla bir şey olduğunu, gerçeği söylemeye çalışmanın da aşk olduğunu hissedebiliyor musun?"
/ Simone de Beauvoir /
/ Simone de Beauvoir /
"Konu ne olursa olsun verdiğin üzüntü ve aldığın ah bir cam parçasından keskindir..dönüp dolaşıp üzerine basarsın..
"Beni kıskıvrak yakalayan bir şeyin, sana dokunması bile gerekmez ya da tersi; senin için masumiyet olan şey, benim için suç olabilir ya da tersi; sende hiçbir etki yaratmayan şey, benim mezarım olabilir."
/ Franz Kafka /
/ Franz Kafka /
"Kısaca ve açıkça, kişinin olduğu gibi görünmesinin her şeyden daha üstün sayılacağını söylüyorum."
".Nietzsche “Bütün harikalar ürpertici kılıklara bürünmeli,ancak bu şekilde insanların kalplerinde bir yer edinebilirler” der.Çünkü sempatik ve aptal bir şey,sempatik ve aptal bir şey olarak hayatımızdan gelip geçer.Ancak uğruna çaba harcadığımız ,önce korktuğumuz,direndiğimiz sonra kabul ettiğimiz bir şey kalbimize yerleşir ve ondan kolay kolay vazgeçmeyiz.”
Okan Bayülgen
"kelebeklere benziyorsun" dedi, "sevmek için bile dokunulsa; parçalanıp, ölüp gidecek kelebekler gibi.."
"..yalnız ve kırgındım, geceye sarılır gibi sana sarıldım..seninle yazdıklarım silinmez, eğer dudaklarımdan dökülürse kelimeler. Yıldızlara bakar gibi bakıyorum gözlerine. Sanki tanıdık bir şeyler arıyorum orada. Sadece anlaşıldığını bilmek istiyor insan bazen. İçime batan ve kalbimi durmaksızın kanatan acılarımı biraz da sana akıtmak istiyorum. Geceye savuruyorum içimdeki gökyüzünü… sana sarılıyorum, geceye sarılır gibi."
"Mutlu olmak için, hayatta kimseyi kendin gibi görme.Çünkü sen gibi olan tek kişi, aynadaki yüzündür… "
"..İnsan ait olduğu resimde ya güçlü ya da zayıf, ya çirkin ya da güzel, ya biricik ya da sıradandır. Ama ait olmadığı bir resmin içinde sıfatlarını kaybediverir. Bir de bakarsın ki, aslında o kadar güçlü değilmiş ya da o kadar zayıf. Ne o kadar çirkin ne de o kadar güzelmiş."
" Bir gün Dostoyevski okudum, o gün bugündür huzurum yok…" - Cemal Süreya
"Üniversite yaşamı yumuşak ve gerçeklerden uzaktı. Dışarıda, gerçek dünyada seni nelerin beklediğinden söz etmiyorlardı. Beynini teorilerle dolduruyor, kaldırımların ne kadar sert olduğunu söylemiyorlardı. Üniversite tahsili insanı sonsuza dek mahvedebilirdi.Kitaplar yumuşatıyordu insanı. Kitabını bırakıp sokağa çıktığında kitapların sana söz etmedikleri şeyler bilmek zorundaydın."
-Bukowski / Ekmek Arası
-Bukowski / Ekmek Arası
"..Kışa ait olduğumu sanıyordum ben şimdi yeşil bir ağacım ."
"..O akşam üzeri bir şey aniden oldu.Beklenmedik bir şeyin aniden oluşu gibi değil, zaten olacak bir şeyin kendini aniden göstermeye karar verişi gibi,,birdenbire..aniden.."
“Kısacık bir ana sığan gülümseme bir hafızada ömür boyu yaşayabilir.” — Elbert Hubbard
"..sana baktığımda değiştirmek istediğim hiçbir şey yok.
Cünkü sen olduğun gibi inanılmazsın. "
Cünkü sen olduğun gibi inanılmazsın. "
Bruno Mars
25 Kasım 2014 Salı
Bir tatlı heyecan sardı ki içimi !.
“Kaybettiğin hiçbir şeye ağlamanın anlamı yok, anlıyor musun? Sevdiğini sokaktaki insanlardan ayıran anlamı sen ona kattın. Olmasa da bir şey değişmeyecek. Hayatı kalabalıklaştırdıkça içinde kayboluyorsun. Kendi kalabalıklarının arasında kutsallarını yitirdin.Bugün yaşamak için güzel bir gün…”
— Tarık Tufan
— Tarık Tufan
İÇİMDEN SANA ANLATIYORUM..
“Çünkü birçok olayda benimle birliktesin. Her şeyi sana duyururcasına yazıyor, yaşıyor, görüyorum. Hemen her anımı seninle bölüşüyor, içimden sana anlatıyorum.”
— Tezer Özlü
— Tezer Özlü
“Küçük bir mutluluk istiyorum. o kadar küçük olsun ki, kimse istemesin benden onu.” — Nazım Hikmet Ran
“Ne çok özlem, ne çok hüzün, ne çok sevinç birikmiş meğer.
Ama hepsi aynı kapıya çıkıyor sonunda.
İnsan dediğin sevdiğini yanında istiyor işte.
Sevdiği herkesi… Mesele bu.”
Ama hepsi aynı kapıya çıkıyor sonunda.
İnsan dediğin sevdiğini yanında istiyor işte.
Sevdiği herkesi… Mesele bu.”
UZAĞINDA DEĞİLİM UNUTMANIN..
“Oysa kimseden çıkartmadım öfkemi
Saçlarımı uzatmak için kimseye söz vermedim
Kimseye yakın değilim inan
Susmaktayım, uzağında değilim unutmanın.”
Birhan Keskin
Saçlarımı uzatmak için kimseye söz vermedim
Kimseye yakın değilim inan
Susmaktayım, uzağında değilim unutmanın.”
Birhan Keskin
YILDIZ TOZU
“Ulaşınca herkes sever seni
ben ulaşamayınca da sevdim
yıldız tozu gibiyken sen
ya da kaf dağı çiçeği
yatıp en erken uykulara
rüyalarımda göreyim diye
karıştırıp varlığını yokluğuna
yokken de varmışsın gibi sevdim..”
Ali Lidar
ben ulaşamayınca da sevdim
yıldız tozu gibiyken sen
ya da kaf dağı çiçeği
yatıp en erken uykulara
rüyalarımda göreyim diye
karıştırıp varlığını yokluğuna
yokken de varmışsın gibi sevdim..”
Ali Lidar
SOĞUK OLAN HAVA DEĞİL..
”Soğuk olan hava değil Mahsun..İnsanlar soğuk.. Hayat çok soğuk..Keşke bu kadar soğuk olmasaydı da dünya, sen de bu kadar üşümeseydin diye bağıracak oluyorum arkasından ”
Tabutta Rövaşata- 1996 /Derviş Zaim
23 Kasım 2014 Pazar
Hiç aradığın şeyi bulduğunda,bulduğun şeyin aradığın şey olup olmadığına dönüp baktın mı?
"Tahterevallinin diğer ucuna oturarak sayenizde yükselen insanlara,canınız sıkıldığında kalkabileceğinizi söyleyin." [Donnie Brasco]
"Bazen gözlerin kapalıyken daha fazla şey görürsün." Testere/ Saw
"İmkansızı eleyince,ne kadar olanaksız görünürse görünsün,cevap geriye kalandır."
Stephen King/Under The Dome-Kubbenin Altında
”İyi”nin sınırını ”daha iyi” olarak belirlediğimizden beri mutlu olasımız yok. Barış Çetin
”Sıradan ve sıradışı şeyler yakından ilişkilidir.Fark senin olaya bakış açındır.”
Denpa Teki na Kanojo
"Bir şeyin nasıl sonuçlanacağını bilmemek, onu yapmamak için bir neden değildir." Craig Silvey /Tanrı’nın Unutulan Çocukları
"Ölü insanlar görüyorum.
Onlar birbirlerini görmüyor.
Sadece görmek istedikleri şeyi görüyorlar.
Ölü olduklarını bilmiyorlar.
Onlar birbirlerini görmüyor.
Sadece görmek istedikleri şeyi görüyorlar.
Ölü olduklarını bilmiyorlar.
22 Kasım 2014 Cumartesi
GÖKYÜZÜNDE YAZILI OLAN..
"Mesela ben, önüne bakarak yürüyenlerden oldum her zaman. Sanki kaldırımlarda yazan bir hikâye, beni peşinden sürüklüyor. Altını çiziyorum bazı cümlelerin, kaim kalemlerle… Öyle zamanlarda, tatlı bir sevgili gibi yüzümü çenemin altından hafifçe tutup, gülerek yukarı kaldıran hep o. Onun sayesinde gördüm ben, gökyüzünde yazılı olanı…"
Nil Karaibrahimgil, Nil’in Kelebekleri
KHALEESİ
"..Ben krallığımın güzel olmasını istiyorum. Krallığımı mutlu insanlar ve kahkaha atan çocuklarla doldurmak istiyorum. Halkımın beni gördüğünde gülümsemesini istiyorum..ben her kralın istediğinden farklı olarak korkutucu ve zalim değil biri değil halkını mutlu gören bir kral olmak istiyorum."
NE GÖRMEK İSTİYORSAN..
"Başlarda birini tanıdığını sanıyorsun.Ama her şey bittiğinde anlıyorsun ki aslında ne görmek istiyorsan onu görüyorsun..görmek istemediklerine kalbini ve gözlerini kapatarak.."
Joe Hill
21 Kasım 2014 Cuma
SEN BENİM O CÜMLEMSİN..
"… Bir kitap yazmak istediğimi söylemiştim. “İçinde öyle bir cümle olsun istiyorum ki, kitabı okuyan kişi o cümleye geldiğinde kitabı birden kapatıp sımsıkı göğsüne bastırsın ve ömrünün geri kalanını o kitabın o satırını okuduğu yerde geçirmek istesin.."
Sen benim o cümlemsin..ve ben tek satır bile ilerlemeden orada kaldım..
Barış Bıçakçı - Baharda Yine Geliriz
Sen benim o cümlemsin..ve ben tek satır bile ilerlemeden orada kaldım..
Barış Bıçakçı - Baharda Yine Geliriz
HAYATIN ANLAMI..
Marta: Akılda ve bedende o kadar bir boşvermişlik,ilgisizlik ve tembellik var ki sonunda hiçbir şeye inancın kalmıyor. Böyle gelmiş böyle gider diyorsun.Hayatın anlamı bundan ibaret.
Stig: Bir anlamı olmak zorunda değil.
Marta: Evet zorunda, yoksa bile uydurursun.Başka türlü yaşayamaz insan..
Till Gladje (Neşeye Doğru)/Ingmar Bergman
Stig: Bir anlamı olmak zorunda değil.
Marta: Evet zorunda, yoksa bile uydurursun.Başka türlü yaşayamaz insan..
Till Gladje (Neşeye Doğru)/Ingmar Bergman
SON GÜNÜNÜZ..
Safar e Ghandehar -2001/Mohsen Makhmalbaf
“Kız kardeşlerim! Bu okuldaki son gününüz. Afganistan’da okula gidemezsiniz,orada okul yok. Evde oturmak zorundasınız. Ama ümidinizi kaybetmeyin. Eğer duvarlar yüksekse gökyüzü daha yüksektir. Bir gün dünya içinde bulunduğunuz durumu görecek ve size yardım edecektir. Eğer bu gerçekleşmezse güçlü olmak zorundasınız. Gözlerinizi kapatın,bir karınca olduğunuzu hayal edin. Eğer gözlerinizi kapatıp bir karınca olduğunuzu düşünürseniz ev size daha büyük görünecektir.”
“Kız kardeşlerim! Bu okuldaki son gününüz. Afganistan’da okula gidemezsiniz,orada okul yok. Evde oturmak zorundasınız. Ama ümidinizi kaybetmeyin. Eğer duvarlar yüksekse gökyüzü daha yüksektir. Bir gün dünya içinde bulunduğunuz durumu görecek ve size yardım edecektir. Eğer bu gerçekleşmezse güçlü olmak zorundasınız. Gözlerinizi kapatın,bir karınca olduğunuzu hayal edin. Eğer gözlerinizi kapatıp bir karınca olduğunuzu düşünürseniz ev size daha büyük görünecektir.”
17 Kasım 2014 Pazartesi
"Kadınlar masal duygularını yitirmemiş küçük kızlardır hala ve güzel hikayeler anlatan erkeklere bu yüzden kanarlar."
"..Şostakoviç’in kafatasına saplanan bir şarapnel parçası, onun sadece kafasını belirli şekilde eğdiğinde müzik duymasına yol açmış. Sen benim Şostakoviç’in kafatasına saplanan ŞARAPNEL PARÇAMSIN."
AŞKTAN BU KADAR /Hervé Le Tellier
Nasıl estiğidir önemli olan rüzgarın, Nereden estiği değil. Anlattıklarımdı önemli olan, Tüm anlattıklarımdı ki Anlattıklarımın yanında hiç bir önemim, Değerim ve anlamım yoktu benim.
"Yüzükoyun düşmüştü ve yerde uyur gibi yatıyordu. Sırt üstü döndürdükleri zaman çok acı çekmemiş olduğunu gördüler. Yüzünde, öyle dingin bir ifade vardı ki, bu sonuçtan memnun kaldığı sanılırdı.1918 yılının Ekim ayında vuruldu. Bütün cephe boyunca öyle sakin, hareketsiz bir gündü ki!... O günkü ordu bildirisini bir tek cümleye sığdırabildiler:
“BATI CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK”
“BATI CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK”
BATI CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK/ Erich Maria Remarque
ELLERİNDEN KAYDI HAYAT
"Hayat mutlu ve sakin anlarınızın, yağan yağmurların, esen rüzgarların, kopan fırtınaların karşısında yılgınlığa kapılmadan, vakur, dik, dirençli durabildiğiniz anların toplamıdır.."
ELLERİNDEN KAYDI HAYAT /Necdet Özkaya
BUGÜN, ŞİMDİ, HEMEN..
"..Sonsuz olanı buradan başka
yerde ararız her zaman;
yada, sanki her an ölmek
ve yeniden yaşamak değilmiş gibi,
ölümü bekleriz.
Her an yeni yeni bir yaşam sunulur bize..
Bugün, şimdi, hemen,
tutabileceğimiz tek şey budur."
yerde ararız her zaman;
yada, sanki her an ölmek
ve yeniden yaşamak değilmiş gibi,
ölümü bekleriz.
Her an yeni yeni bir yaşam sunulur bize..
Bugün, şimdi, hemen,
tutabileceğimiz tek şey budur."
ALAIN
BİR KEDİ GİBİ..
"Diri diri yakılan,
Bir kamyon lastiği altında ezilen
Çocuklar tarafından bir incir ağacına asılan
Ama hala alınacak yedi, sekiz canı bulunan
Bir kedi gibiyim.
Çünkü ölüm,
Başkalarıyla iletişimde bulunamamak değil,
Anlaşılamamaktır başka insanlar tarafından…"
Pier Paolo Pasolini
Bir kamyon lastiği altında ezilen
Çocuklar tarafından bir incir ağacına asılan
Ama hala alınacak yedi, sekiz canı bulunan
Bir kedi gibiyim.
Çünkü ölüm,
Başkalarıyla iletişimde bulunamamak değil,
Anlaşılamamaktır başka insanlar tarafından…"
Pier Paolo Pasolini
YİNE DE İNANIYORUM GELECEĞİNE..
Malina'dan : "Kimi zaman bana neden içinde herşeyin iyi olacağı ütopik bir ülkeyi, ütopya niteliğindeki bir dünyayı tasarımladığımı sordular. Yaşadığımız günlük dünyanın iğrençliği göz önünde tutulduğunda, bu soruyuı yanıtlamak bir çelişkiye yol açabilir, çünkü bizler, günümüzde gerçekte hiçbir şeye sahip değiliz.İnsan,ancak maddi şeylerin ötesinde birşeylere sahipse zengindir.Ve ben bu materyalizme, bu tüketim toplumuna, bu kapitalizme, burada cereyan eden bu korkunçluğa inanmıyorum. Gerçekte inandığım birşey var, ve ben buna 'bir gün gelecek' diyorum. Ve özlemini çektiğim şey,bir gün gelecek.Evet belkide gelmeyecek,çünkü onu hep yıktılar,binlerce yıldır yıktılar. Gelmeyecek,ama yinede inanıyorum geleceğine. Çünkü eğer inanmazsam yazamam.."
İngeborg Bachmann
-İYİ, "GİZLİLİĞİN VE DIŞTA KALANIN OLMAYIŞIDIR". GIORGIO AGAMBEN,
"Başkalarının beni yargılamasına ihtiyacım yok; benim, yargılarına boyun eğdiğim kendi yasalarım ve kendi mahkemem vardır."
Montaigne
"Günümüzde, DİYALEKTİK (karşılıklı; tez-antitez) yerine ERİSTİK (başarı uğruna polemik, münakaşa) konuşma egemenlik sağlamış durumda." Ali Teoman
"Düşünceler baskı altına alınarak yok edilemez. Onlar ancak dikkate alınmayarak yok edilebilir. Düşünmeyi reddederek - değişmeyi reddederek."
— Ursula K. Le Guin, Mülksüzler
— Ursula K. Le Guin, Mülksüzler
"Günümüz konformist ve oportunistlerle dolu..yani "araziye uyanlar"; ve "ne pahasına olursa olsun gemisini kurtaranlarla" Ali Teoman.
"..Ne dürüstlüğe , ne de insan sevgisine inanıyorum. İyi dünya denilen dünya, bütünüyle iki yüzlü; bunun tersine inanan ve inandığını söyleyenler ise ya rafine bir insanteper yada affedilmez bir aptaldır.Bugün biz bu yüzdedoksan insanteperler ve yüzde on aptallarla uğraşmaktayız."
Thomas Bernhard
GLUCK
"Almancada Ortaçağ'ın gelücke'sinden türeyen "Glück" [mutluluk] kelimesi, başlangıçta bir meselenin tesadüfen olumlu veya olumsuz anlamda sonuca bağlanmasını tanımlıyordu. Modern insanlarsa yalnızca lehteki tesadüfü talih olarak kabul ederler. ...tesadüfi talihsizliği önleyebilmek için bir insanın her türlü tesadüfe kendini kapatması gerekirdi. ...Pascal'ın bir tespiti bunun yolunu gösterir: "Dünyadaki bütün talihsizlikler, insanların evlerinde oturmamalarından doğar."
15 Kasım 2014 Cumartesi
İLK TANIŞTIĞINIZ DAKİKADA..
"..Dostların daha
ilk tanıştığınız dakikada
seni çok iyi anlarlar ;
diğer tanıştığın kimselerin
seni anlamaları bin yılı alır."
ilk tanıştığınız dakikada
seni çok iyi anlarlar ;
diğer tanıştığın kimselerin
seni anlamaları bin yılı alır."
*GÜLLERİN SAVAŞI..
Cnbc-e de bir dizi var White Queen isminde. Osmanlı İmparartorluğu için Hürrem Sultan ile birlikte (Nur Banu/Kösem/Safiye..) kadınlar saltanatı başlatıldı ve bu da haremde korkunç savaşlara neden oldu, devlet dengelerini alt üst etti denilir ya asıl ingiliz tarihine bakmak gerekirmiş. Üç aşağı beş yukarı fikrim vardı zaten ama bu filmle birlikte taht kavgalarında rol oynayan kadınları biraz daha ayrıntılı inceleyince Hürrem'e ve diğerlerine rahmet okumak gerekir diye düşündüm..Beyaz Kraliçe Elizabeth’in dışında, oğlunu kral yapmakla kafayı bozmuş Margaret Beaufort’un entrikalarına tanık oldukça da Mahidevran, ‘hanım kız’ sevimliliğiyle kalıyor. Elizabeth’in annesi Jacquetta, tahttan indirilen deli kralın karısı Margaret de Anjou da, daha sonra yer alacak kanlı mary ve diğerleri..film film değil görsel tarih dersi..
*Güllerin savaşı ismi şuradan geliyor: 1485'te ilk Tudor olan Henry VII’ın Güllerin Savaşı’nı (Wars of Roses) bitirip tahta çıkmasıyla başlar. Bu aynı zamanda İngiltere'de Ortaçağı'n (Middle Ages) da bitmesi anlamına gelir. Güllerin Savaşı iki aristokrat aile olan Lancester ve York aileleri arasında çıkmış 1455-1485 yılları arasında devam etmiştir. Savaş Henry Tudor’un (Lancester ailesi lideri) Richard III’u (York ailesi lideri) savaş meydanında öldürmesi ile son bulur. Savaş adı bu ailelerin amblemlerinden gelir. Lancester ailesi kırmızı gül, York ailesi ise beyaz gül ile temsil edilir.
HERKESİN AMA HERKESİN..
"Herkesin ama herkesin
İnce örülü bir kaderi ve giydiği kazaklara
Bile sinmiş bir kederi var!"
~ Hüseyin Atlansoy
İnce örülü bir kaderi ve giydiği kazaklara
Bile sinmiş bir kederi var!"
~ Hüseyin Atlansoy
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Alt katında uyumayı bir ranzanın Üst katında çocukluğum...
"..Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kâğıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kâğıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım...
Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
Aşk diyorsunuz ya
Ben istemenin Allahını bilirim bayım!
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım...
Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
Aşk diyorsunuz ya
Ben istemenin Allahını bilirim bayım!
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Balkona yorgun çamaşırlar asmay
Ki uçlarından çile damlardı.
Güneşte nane kurutmayı
Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım!
Balkona yorgun çamaşırlar asmay
Ki uçlarından çile damlardı.
Güneşte nane kurutmayı
Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım!
Süt içtim acım hafiflesin diye
Çikolata yedim bir köşeye çekilip
Zehrimi alsın diye
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
İlahiler öğrendim.
Siz zehir nedir bilmezsiniz
Zehir aşkı bilir oysa bayım!
Çikolata yedim bir köşeye çekilip
Zehrimi alsın diye
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
İlahiler öğrendim.
Siz zehir nedir bilmezsiniz
Zehir aşkı bilir oysa bayım!
Ben işte miraç gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Bir ters bir yüz kazaklar ördüm
Haroşa bir hayat bırakmak için.
Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Bir ters bir yüz kazaklar ördüm
Haroşa bir hayat bırakmak için.
Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Kimi gün öylesine yalnızdım
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
Annem
Ki beyaz bir kadındır.
Ölüsünü şiirle yıkadım.
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı,
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
Aşk diyorsunuz ya,
İşte orda durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan,
Yırtık ve perişan.
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
Annem
Ki beyaz bir kadındır.
Ölüsünü şiirle yıkadım.
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı,
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
Aşk diyorsunuz ya,
İşte orda durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan,
Yırtık ve perişan.
Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız!"
Aşkı aşk bilir yalnız!"
DİDEM MADAK
"..Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim.." ~ Sezai Karakoç
"İnsan döner kendine
Viran, kırık dökük bir eve dönercesine
Yorgundur
Eski ama rahat bir giysiyi üstüne geçirir gibi,
Yalnızlığını giyer.."
Viran, kırık dökük bir eve dönercesine
Yorgundur
Eski ama rahat bir giysiyi üstüne geçirir gibi,
Yalnızlığını giyer.."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)