Translate

26 Şubat 2014 Çarşamba

SISYPHUS

“Var oluş kaygısı kendi olma ya da olamama kaygısıdır.”
Kierkegaard.

"Sisyphus’u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: yakalamış iki avucuyla kocaman bir kayayı ve de kollarıyla bacaklarıyla dayanmıştı kayaya, habire itiyordu onu bir tepeye doğru,işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam, ama tepeye varmasına bir parmak kala,bir güç itiyordu onu tepeden gerisin geri, aşağıya kadar yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya,o da yeniden itiyordu kayayı, kan ter içinde..." 

Homeros

**Tanrılar Sisyphus’u bir kayayı durmamacasına bir dağın tepesine kadar yuvarlayıp çıkarmaya mahkûm etmişlerdi; Sisyphus kayayı tepeye kadar getirecek, kaya tepeye gelince kendi ağırlığıyla yeniden aşağı düşecekti hep…”

*Tanrılar, yararsız ve umutsuz çabadan daha korkunç bir ceza olmadığını düşünmüşlerdi."..galiba ben de öyle düşünüyorum..özellikle bugünlerde..

*Kaybedenlerin vazgeçilmez sözüdür “Neden Ben?” Kahraman ise kimseye taşıyamayacağı yükün verilmediği gayet iyi bilir. “Sisyphus gibi tepelere doğru, güçlüklere tek başına, onuru ile didinmek de bir insan yüreğini doldurmaya yeter.” Denildiği gibi: “Yükünü her zaman bulur insan.” Aldous Huxley ise şöyle ekler: "Belki de bu dünya başka bir dünyanın cehennemidir."Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan adam, yenilmezdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.